Etiketler

13 Ağustos 2015 Perşembe

Kredi çekerken tarafımdan tahsil edilen dosya masraflarını nasıl geri alırım?

Merhaba arkadaşlar! Bu yazımda olması gerekenlerden, hayallerden değil de olanlardan bahsetmek isterim. Okuyan 4 kişiden en az 2 sinin işine yarayacağından da eminim. Ayrıca bu işi profesyonel mesleğim olarak yaptığımı da özellikle belirtmek isterim. 

Maalesef ki Türk milleti olarak çoğu zaman hakkımızı aramamakta, hep vermeye alışık olduğumuzdan devletimizin bize vermeye çalıştığı nimetlerden yararlanmamaktayız. İşim gereği çoğu vatandaşımızdan gördüğüm ve duyduğum üzere, herkesin her şeyden haberi olmasına rağmen; kendisinden daha çok para gideceği ya da adliyelerle, adli mercilerle uğraşılması istenmediği için kazanacakları davalardan da geri durduğunuzu gözlemlemekteyim. 

Arkadaşlar çoğumuzun geçim sıkıntısı derdiyle defalarca kredi çektiğimiz ya da en azından kredi kartı kullandığımız aşikar. Bankaların muhtaç olan tüketicilere sözleşmeleri dayatması ise cabası.. Son çıkan kanunlar, Yargıtay kararları ise 'vatandaştan dayatmaya bağlı olarak, nereye kullandığın belli olmayan paraları tahsil edemezsin, tahsil ettiğini ise geriye dönük 10 yıllık olmak üzere geri iade edeceksin' diyor. Hal böyle olunca milyonlarca kredi mağduruna gün doğuyor. Doğuyor doğmasına da vatandaş olarak ne yapacağımızı, nereye başvuracağımızı bilmediğimizden ya da nasılsa üç kuruş beş kuruş bununla mı uğraşacağım, diye düşünmekten haklarımızı aramıyoruz.

Üç kuruş beş kuruş arkadaşlar arayın hakkınızı. Kim size havadan para veriyor? Durup durduk yerde cebinize 200-TL de olsa girse fena mı olur? Yazın bir dilekçe, ekleyin bankadan temin edeceğiniz dekontlarınızı, gidin alacağınız paranın miktarına göre ya Tüketici Hakem Heyetlerine ya da Tüketici Mahkemelerine.. Siz uğraşmak istemiyorsanız gidin bir avukata. Korkmayın yemez avukatlar sizi, ben dahil birçok avukat bu iş için ücret talep etmiyor :) 

Siz hakkınızı savunmazsanız kimse sizi savunmaz. Pasif olmayın arkadaşlar, hak nedir hukuk nedir biraz bilelim bilinçlenelim yahu..
(Bu konuyla ilgili sorularınız olursa bana ulaştığınızda yardımcı olacağımı da bildirmek isterim.)
Sevgiyle kalın.


12 Ağustos 2015 Çarşamba

Mutlu olmak için fazla zamanınız yok!

Adli tatilin bitmesine yakın güzel bir iş almışım, el emeği göz nuru yaptığım saç bantlarım çok beğenilmiş, hatta o kadar ki yoldan çevirip nereden aldığımı sormuşlar, ilk günden 5 tane sipariş almışım (ilerleyen zamanlarda çok cüz'i rakamlarla burada da satışa sunacağım, maksat gönüller bir olsun, güzelliklerden hepimiz faydalanalım.), akşam çok sevdiğim canım dostumla Alsancak yapacakmışız ... Daha ne olsun ki. Bugün benim günüm :) 

Sana söylediğim gibi yaptım arkadaş! Planlarımı yapmak, hayallerimi gerçekleştirmek için bugünden başladım, ertelemedim. Küçük adımlar bile yetti mutlu olmama, gittiğim yolun doğru yol olduğunu; ancak çok sabretmem, çok çalışmam gerektiğini farkettim. Üstümdeki ölü toprağını attım, dinçleştim, kendime geldim. Biliyor musun? Hayallerimizdeki kişi olabiliriz, özümüzü kaybetmeden, çok çalışarak istediğimiz her ne ise ona ulaşabiliriz. Önce ne yapmak istediğine karar ver. Sonra yapmak istediğine nasıl ulaşırsın bunu araştır. Gerektiğince değil gerektiğinden fazla çalış. Benim çok sevdiğim bir söz vardır, sende kendinde uygula. 'HER NE YAPIYORSAN EN İYİSİNİ YAP.' Boş durma, sürekli kendini geliştir, sosyal ol, insanlara açıl, canın istediğinde çılgınlık yap sosyal ve ahlaki değerlere zarar vermeden..

Senin yerinde olsam hayallerimi gerçekleştirmek için hiç zaman kaybetmezdim. Hangi okulu okumak istiyorsam çabalar okurdum; modacı olmak istiyorsam tasarımlarıma çirkin de olsa şimdiden başlardım; sözü dinlenen bir kişi olmak istiyorsam çok okur, kurslara gider, çevrede en çok fikri alınmak istenen kişi olurdum; çok mu para kazanmak istiyorum işinde başarıya giden yolda, en iyi olmakta bulurdum çareyi.. Vakit çok geç olmadan ne olmak istiyorsan onu ol. Unutma, MUTLU OLMAK İÇİN FAZLA ZAMANIN YOK!

İşte benim kendisi küçük ama mutluluğu büyük saç bantlarım. Mutlu olmak için büyük nedenler aramayın, küçük şeylerle mutlu olmayı es geçmeyin. Sevgiler <3





11 Ağustos 2015 Salı

İşe giderken ne giymeliyim?

Evet bugünkü sorunsalımız bu. 'Aman ne büyük deertt' diye dalga geçmeyin sakın. Biz kadınlar için bazen gerçekten bu sorun kriz haline gelebiliyor. Bu yazımı benim gibi ofis ortamında çalışan, işi ciddiyet gerektiren kişiler için yazıyorum. Aslında en güzeli ruh halinize göre giyinmek ama maalesef bazen her istediğimizi yapamayabiliyoruz. Yönetici pozisyonunda bir göreviniz varsa ya da yarı kamusal /kamusal bir işyerinde faaliyet gösteriyor iseniz kot, terlik, mini etek gibi günlük hayatta sıklıkla kullanılan parçalar hoş karşılanmayabiliyor. Açıkçası ben bu durumu da gayet doğal buluyorum. Zira avukat, öğretmen, bankacı, mağaza müdürü, yönetici, mimar vs. gibi üst düzey çalışanlar mesleklerine yakışır şekilde giyinmeli; bilgi birikimiyle olduğu kadar giyim tarzıyla da kendisinden söz ettirmelidir. 

Etkili ve doğru giyinmek para işi midir? Evet elbette para işidir, alınan kıyafetlere bir bedel ödeniyor sonuçta. Ama sandığınız kadar çok büyük bedelle olmuyor bu iyi giyinmek işi. Zira hepimiz yakından biliyoruz ne zenginlerin üstlerinde ne zevksiz kıyafetler olduğunu. Giyinmek bir ruh meselesidir. Gardıroplarımızda neler olması gerek, nasıl tarz sahibi olunur, kurtarıcı parçalar nelerdir, alışveriş yaparken nelere dikkat etmeliyiz.. tüm bu soruların yanıtlarını bir başka posta saklıyor ve yazımın özüne dönüyorum :)

Ciddi bir işe sahip olmak sıkıcı kıyafetler giymek, tek ve koyu renklere bürünmek anlamına gelmemektedir. Ciddi olurken de gayet tarz olunabilir. Alişverişlerinizi yaparken işyerinde de giyebileceğiniz  nitelikte kıyafetler alırsanız hem kendinize özgü bir tarzınızı oluşturmaya başlamış hem de günlük hayatta da bir pantolon üstüne giydiğiniz bluzunuzla şık olmayı başarabilirsiniz. Benim işyerimde tercih ettiklerim genelde bol paçalı pantolonlar, kalem etekler, klasik kesim gömlekler ve tabiki topuklu ayakkabılar. 

Şimdi sizler için internette çeşitli sitelerden seçtiğim, işyerinde giyebileceğiniz kombin önerilerimi paylaşacağım. Sizler de bunlara benzer kıyafetleriniz varsa resimlerden ilham alabilir, çok beğendikleriniz olur ise de terzinizden diktirebilirsiniz. Sevgiler. 





















Hayaller gerçek olmak için vardır!

Bazı insanlar vardır, hayal kurmayı , o hayallerin gerçekleşmesinden daha çok severler. Aslında hayallerin gerçek olmasını da çok isterler ; ancak onlar adı üstünde hayaldir, gerçekleşmesi imkansızdır. Bazen o hayaller öyle en ince ayrıntısına kadar kurulur ki , gerçekleştirmek adına bir tek adım atılsa gerisi çorap söküğü gibi gelecek. Çünkü çok geniş zamanda çok ayrıntılı olarak yapılmıştır planlaması. 

Klişe olacak belki ama diyeceğimin özü şu HAYALLERİNİ ERTELEME! TEMBELLİKTEN KURTUL, SİLKELEN VE KENDİNE GEL! 

Zaman hızla akıp geçiyor ve biz ertelemekten başka hiçbir şey yapmıyoruz. Pazartesi olsun her şey çok başka olacak, bambaşka biri olacağım, kendi özümü yansıtacağım, istediğim iş için çabalamaya başlayacağım ya da en güzel kıyafetimi giyeceğim. Neden pazartesi de bugün değil? O pazartesi geldiğinde hayatta olacağının garantisini kim verdi sana? Nitekim o pazartesi de hiç gelmeyecektir zaten boşuna bekleme. Ertelenen her hayal , yıpranmış maneviyat olarak geri dönüyor benliğimize. Ne olmak istiyorsak onu olalım, nasıl yaşamak istiyorsak öyle yaşayalım. Bir düşünsenize hayallerinizdeki siz olduğunuzu.. İnanın imkansız değil, tabii imkansızı istemediğiniz sürece:) 

Benim sana nacizane tavsiyem arkadaş,kalk bugünden başla yeni hayatına. Hayatındaki karmaşaları yok et, dağınıklıkları topla, fazlalıklardan kurtul. Kimlerle yola devam edeceğine, yolculuğunda nelerin seni mutlu edeceğine karar ver. En güzel kıyafetini giy, hayaline doğru ilk adımını at. Yanlış da olsa hata da olsa başını dik tut. Hemen olmadı diye ümitsizliğe kapılma. Unutma; HAYAT BİTTİ DEDİĞİN YERDE BAŞLAR HER ZAMAN.




8 Ağustos 2015 Cumartesi

Yeniden Merhaba

Uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba. Gördüğüm ve çok mutlu olduğum üzere yokluğumda bloğum epey kitleye ulaşmış ve beğeni toplamış. Hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Uzun zamandır klasik bahaneler (iş güç vs.) nedeniyle ve de yaptığım yemeklerin 5 kilo almama neden olması sebebiyle  bloğumu ihmal etmiş bulunmaktayım. Bloğumu ara ara izledim, bazı yorumlar beni çok güldürdü. Bir izleyicim 'neden kilo aldığın belli' yazmış çok güldüm, doğru söylüyordu. Evet güzel yemek yapıyordum hala da yapıyorum, el lezzeti farklı bir şey. Ama bir kadının hayatında sadece yemekler olmamalı değil mi? Evlenince kendini bu kadar da yemeklere vermemeli insan.. Bloğumun eksiklerini neleri doğru neleri yanlış yaptığımı farkettim. Yeni yayınlarımla beraber, sizin de desteğinizle hepsinde düzelme ümitliyorum. 

Merak ettiğiniz soru belki de şu; 'Biz seni yaptığın yemekler için takip ettik, ne yani artık güzel yemek tarifleri olmayacak, sipariş veremeyecek miyiz? ' :) Şöyle yanıt vereyim elbetteki yemek tarifleri de olacak, tekrardan sipariş almaya devam edeceğim, yemekle ilgili nacizane önerilerimi de paylaşacağım; ancak artık bu konuda daha seçici davranacağım, içeriğimiz daha fazla çeşitlenecek. Aradığınız her şeyi, modayı, sporu, iş hayatıyla ilgili motivasyon önerilerimi, gezilecek yer tavsiyelerimi, özellikle İzmir de yaşayanlar için kahvaltı mekanı önerilerimi, yeni başladığım dikiş ve organizasyon maceralarımı vs. tüm hayatımı bulabileceğiniz bir site olacak. İnanın her şey daha güzel olacak. Biz kadınlar olarak kendimizi her alanda geliştirmeli ve yenilemeliyiz. Gün bugündür dostlar. Hepinizi seviyorum. >3