Etiketler

3 Ocak 2014 Cuma

Güzel Antalya, Unutamadığım, Tadı Damağımda Kalan Antalya..



Antalya'ya bir kez giden benim gibi bir daha da aklından çıkaramıyordur heralde. Antalya'ya balayımız sayesinde gittik; ah dönüş yolunda o kadar zorlandık ki. Yapamadığımız, aklımızda kalan o kadar çok şey kaldı ki; daha dönüş yolunda seneye ki tatil planlarımızı yapmaya başlamıştık bile :) 

Bilmiyorum balayında olduğumuzdan, eşimle, canımdan çok sevdiğimle beraber gittiğimden mi bana bu kadar güzel geldi. Adeta baş döndürücüydü. Doğası, denizi, tadı, tuzu hepsi bir başka güzeldi. 

8 günlük bir balayı tatili yapma şansımız oldu. İzmir'den arabamızla çıktık 9 Eylül de yola :) Kalacağımız otel Kemerdeydi. Eşimle evlenmeden önce bir hayalimiz vardı balayına ilişkin. Beş yıldızlı otellere dünyanın parasını verip sadece otelde yiyip içip yatıp gün geçirmeyeceğiz, sürekli gezeceğiz, görmemiz gereken her neresi varsa hepsine gideceğiz, gittiğimiz yere mahsus ne varsa hepsini tadacağız vs. vs. Hayalimizi gerçekleştirdik. İyiki ama iyiki böyle yapmışız. Sanırım ömrüm boyunca asla unutamayacağım bir tatil geçirdim. 

İzmirde de deniz çok fazla. Urla, Kuşadası, Çeşmealtı ve özellikle Çeşme.Hepsinin kendine has güzellikleri var elbet. Ama Antalya daki deniz sanki bir başka. Yüzmeyi çok bilmeme rağmen hiç korkmadım mesela tekneden atlarken:) denizi ayrı bir sıcak, insanın hiç çıkası gelmiyor. Bir de Antalya da en çok neyi beğendim biliyor musunuz? Merkezini. Tatil güzergahımı belirlerken çok araştırdım, nerelere gitsem diye. Kaleiçi'nden herkes o kadar çok bahsediyordu ki mutlaka gitmeliyiz oraya dedim kocama, gidemezsem içimde kalır. Hatta orası için Antalya daki tatilimizi bir gün uzatmak durumunda bile kaldık o derece :) Ama orayı gidip gördüğümde 'Allahım dedim cennette miyim, iyiki geldik buraya, ne kadar çok şey kaçıracakmışız meğer :) ' Kalenin tam tepesinde rengarenk ışıklarıyla oldukça albenisi olan bir cafeye girdik. Deniz olduğu gibi ayaklarımızın altındaydı. Orda içtiğim kahveden aldığım kahveyi hiçbir zaman almamışımdır. 

Tatilimizi bitirmek zorunda olduğumuzda içimiz çok buruktu, oysa daha çok gezecek yerimiz vardı. Hep methini duyduğum Kaş'ı görmeden olmaz, orada bir gün kalalım dedik. Tuttuk Antalya Kaş'ın yolunu. Antalya merkezden bir hayli uzak. Yolda müzikler, şarkılar, sohbetler, hayaller... Yolun nasıl geçtiğini anlamadık bile. 10 yıldır birbirimize aşık olan eşim ve ben, evlenmişiz, balayına çıkmışız, hayal ettiğimizden daha da güzel her şey.. 

Kaş küçük bir sahil kasabası gibi. İnsanı içine çeken bir yer. İnsanın burada daha çok sevesi, daha çok aşık olası geliyor. Havası adeta sarhoş ediyor insanı. En kısa zamanda tekrar gitmenin hayalini kuruyorum.

Balayı fotoğraflarımıza bakarken o anlardaki mutluluğumuz geldi gözümün önüne. Olur da siz de henüz Antalya'ya gitmediyseniz, en kısa zamanda bir gidip görün derim. Anlattıklarımın güzellikleri karşısında ne kadar da az kaldığını göreceksiniz.
Artık yaz gelsin 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder